Kan, kan lekesi, semen, semen lekesi, tükürük, tükürük lekesi, kıl, kemik vs. deliller biyolojik delil olarak nitelendirilirler. Bu deliller; saldırı ve cinayetlerin çözülmesi, babalık tayini/akrabalık ilişkilerinin tespiti ve kimliklendirme çalışmalarında kullanılabilecek en güvenilir delillerdir.
Bir suç olayında biyolojik deliller iki farklı yerden toplanır:
1) Olay yerinden
2) Mağdur/sanık üzerinden (Bu örneklere referans biyolojik örnekler diyoruz.)
Olay yerinden aldığımız biyolojik örneklerin kaynağını bilemeyebiliriz ve ülkemizde maalesef bir DNA veri tabanı olmadığı için herhangi bir sistemden bu DNA’nın hangi şahsa ait olduğunu da tespit edemeyiz. Bundan dolayı mağdur/sanık üzerinden toplanan (referans) biyolojik örneklere başvurmamız gerekir. Olay yerindeki biyolojik örnekler ile referans örneklerin DNA profillerini karşılaştırarak eşleme ya da dışlama yapmamız mümkün olur.
Toplanan biyolojik örneklerden başarılı bir DNA analizinin yapılması; toplanan örneğin türüne, miktarına ve bu örneklerin nasıl korunduğuna bağlıdır.
Olay yerinden biyolojik örnek almanın kritik dört aşaması bulunur:
1) Belgeleme
2) Toplama
3) Paketleme
4) Koruma (Delil Koruma Zinciri)
Deliller toplanmadan önce şaibeleri önlemek amacıyla mutlaka fotoğraf, video ve kroki aracılığıyla belgelenmelidir. Toplanma aşamasında ise maske, eldiven, bone kullanılmalı; tek kullanımlık pensler veya svap çubukları ile örnekler alınmalıdır.
Biyolojik deliller paketlenirken ıslak bir şekilde bırakılmamalı, oda sıcaklığında kurutularak kâğıt torbalara konulmalıdır. (Plastik torbalar nemli parçaların küf oluşturmasına sebebiyet verebilmektedir.) Sıvı kan örnekleri pıhtılaşmayı önlemek amacıyla EDTA’lı tüplere, diğer sıvı örneklerde sızdırmaz özel kaplara konulmalıdır. Ayrıca delil paketi kapatılırken tel zımba ya da toplu iğne gibi nesneler kullanılmamalıdır. DNA analizi yapılacak biyolojik deliller +4 °C’de muhafaza edilmelidir. Örnekler delil koruma zinciri gözetilerek ilgili laboratuvara gönderildikten sonra geriye laboratuvar aşaması kalır.
Kimliklendirme çalışması için DNA’nın belirli bazı bölgelerini kullanırız. İlk aşamada protein kodlamayan bölgelere ihtiyacımız var, dolayısıyla DNA’yı izole ederiz. Bu bölgeler “STR (Short Tandem Repeats)” yani “Kısa Ardışık Tekrar Bölgeleri” olarak isimlendirilir. Sonraki aşamada ise elde ettiğimiz izole DNA’nın miktarını ölçüp “Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR)” ile milyonlarca kopyasını oluşturmamız gerekir. STR bölgelerindeki tekrar eden ünite sayısı bireyden bireye farklılık gösterdiği için de kimliklendirme çalışmalarında bu varyasyonlardan yararlanırız.
Alara Çifci
Adli Bilimci
Kommentare